15 Ocak 2008 Salı

araf...

bu güne kadar doğru bildiklerimle başkalarının doğrusunun arasında kaldım.Nereye baksam haklı olan bir insan topluluğu.Haklılığını bazen yanlış bir şekilde savunan kaybeden bazen.Herkesin gözünde aynı ışık.Haklı olmanın ışığı.Ve aynı nefret.Haklılığın nefreti.Gazetelerde 3. sayfa haberleri.İlk sayfalar magazin ekleri bazen de nefret...Hergün biraz daha kaybolan inancım insanlara olan.Ne varsa doğru olan güzel olan bir bir dökülüyor.Bakıyorum masalmış sanki.O çok sevdiğim masal kitaplarından birer parça.Sonu görünmeyen...Hergün biraz daha değişen ben.Diğerlerine benzeyen.Nefret ettiğim kınadığım ne kadar kılık varsa içine girmekten korkuyorum.O yoldayım sanki.Nasıl kurtulurum bu durumdan bilemiyorum.Neden oldugunu da.Bu, işle mi ilgili yoksa büyümekle mi? Düşünüyorum iş değiştirsem yine ben ben olurmuyum ki? Eski ben.Bu halimle kalmaya bile razıyım yeterki daha fazla küçülmeyeyim kendi gözümde.Sonra değiştirsem de iş, kaçınılmaz sona yaklaşmaktan kurtulamazmışım gibi geliyor.Belki başka bir şehre yerleşsem diyorum sonra.Ondan korkuyorum.yapayalnız yapamamaktan.Ya da hiç nefretin olmadığı bir ülke var mı oraya gitsem yanımda, kalbimi elinde tutanlarla birlikte.Özcesi ben artık etrafımda nefret görmekten bıktım.Sürekli birbirini çekiştiren insanlardan, her an patlayacak bir bombadan, televizyondaki haberlerden, gazetelerden, dinden, ırktan, milliyetten, dilden herşeyden...bıktım artık...Ve bunların beni her geçen gün daha çok dibe çekmesinden...