29 Mayıs 2008 Perşembe

çocuklar inanın, inanın çocuklar...




sabah işe gelirken dilimde bu şarkı vardı.Herşeye inat...

"güzel günler göreceğiz çocuklar,
güneşli günler göre-ceğiz..

motorları maviliklere süreceğiz çocuklar
işıklı maviliklere süre-ceğiz..
açtık mıydı hele bir son vitesi,
adedi devir.
motorun sesi.

uy! çocuklar kim bilir
ne harikuladedir
160 kilometre giderken öpüşmesi..

hani şimdi bize
cumaları, pazarları çiçekli bahçeler vardır,
yalnız cumaları
yalnız pazarları..
hani şimdi biz
bir peri masalı dinler gibi seyrederiz
ışıklı caddelerde mağazaları,
hani bunlar
77 katlı yekpare camdan mağazalardır.
hani şimdi biz haykırırız

cevap:
açılır kara kaplı kitap..
zindan..

kayış kapar kolumuzu
kırılan kemik
kan.

hani şimdi bizim soframıza
haftada bir et gelir
ve çocuklarımız işten eve
sapsarı iskelet gelir..

hani şimdi biz..

inanın..
güzel günler göreceğiz çocuklar
güneşli günler
göre-
ceğiz
motorları maviliklere süreceğiz çocuklar!
ışıklı maviliklere
süre-
ceğiz."

14 Mayıs 2008 Çarşamba

Bugun, onunla genellikle sivriliğim yüzünden kavgalar ettiğim annem dedi ki;

"Herkes çok yalancı.Bütün insanlar yalancı.Allaha şükür benim çocuklarım yalancı değil hiç.İnsanlara herşeyi açık açık söyledikleri için onları sevmiyor belki bazı insanlar ama olsun Allah karşısında sevilmeyeceklerine o insanlar tarafından sevilmesinler..."

6 Mayıs 2008 Salı

boğuluyorum...

bugün boğulmak üzere olduğumu hissettim.İçimden içli içli ağlamak geldi...Yapamadım.
Her geçen gün yarın daha zor gelmeye başladı.Yarın mesela çok zor birgün olacak.Bir de bu aralar günlerim o kadar kocamanki.Bitmiyor.Bitsin istiyorum, akşam olsun istiyorum...Uyuyayım çok uyuyayım.Olmuyor.

Üstümde birilerine yapılan haksızlıklara karşı çıkamamış olmanın ağırlığı
ve başlamadan bitmiş bir aşkın yalnızlığı...

Ne olacak böyle...Ne olacağım.Nasıl ben olacağım ben.Eğer bu bensem...
Sevmiyorum hiç ben kendimi...
Ve kimseyi
hiçkimseyi...

yeter...

hep kahır
hep kahır....

4 Mayıs 2008 Pazar

sevgili günlük...

içimde bir kelebek öldü sanki...Yası geçmedi henüz.İşte, çok sevdiğim güvendiğim 3 insan vardı.Onlar da işten ayrılıyorlar.Özellikle de çalışma arkadaşım....Yanımdaki koltuğun birgun boş olacağını düşünmek kalbimi kırıyor.Öğle aralarındaki kahve molalarına sıkıştırdığımız muhabbetler de olmayacak evet...Ve en önemlisi...Güvendiğim, sonuna kadar güvendiğim hiçkimse...Böyle yaşamaya alışabilecek miyim bilmiyorum.Bildiğim tek birşey var çok mutsuzum...İçimde sanki hiç geçmiycekmiş gibi bir hüzün.Üzgünüm...Dua etmekten başka şansım da yok...Herşeyin onun hayatında yolunda gitmesi için...