bıktım artık...
dünyadan haberi olmayan biri olmamaktan...
oyle olsaydım keşke.bi karakterim olmasaydı.değiştiremiyceğim bi kökenim...
böylece aşık olduğum adamları hep aynı saçma sapan sebepten kaybetmezdim belki...
ne diyordum...
"ben yandım...
kalbim kül oldu eski bir kütüphane yangınında..."
söz veriyorum artık söz bir daha denemiyeceğim bir daha yanılmamak için...
bu son du...
daha iyisi olamayacagına göre.daha çok kimseyi sevemeyeceğime göre...
hem istemiyorumki daha fazla sevmeyi hiçkimseyi....canım acıyor çok fena.kalp iyileşmiyor.
21 Aralık 2008 Pazar
6 Aralık 2008 Cumartesi
kanatların gölgesinde...
ax, ji nav hengama şeri, her teyr bi çenge xwe firi...yorgundular..
baktılar birbirlerine
yorgundular..
kanatlarını açtılar
kara çadır misali kanatlarını
uzaklardan geldiler
yabancı aşiretlerin diyarından
ey oğul,
duyduğun sessizlerin sedasıdır
duy onu
duy!..
birbirlerine baktılar.. baktılar... baktılar..
bu tan atımında
patlak gözlerle
keskin gözlerle
yeşil gözlerle
mavi gözlerle
uzak gözlerle
kör gözlerle
avcı gözleriyle
sevdalı avcıların...
"ben kuşum, tavus kuşu
sükun arıyorum şengal dağları'nda"
"ey avcı!
şahinim ben
yardım istiyorum
yalçın kayalardın yuvam
gökyüzünü öperim
hisarları tanımam"
"ey peşimdeki avcı!
hisardadır yuvam
çağrımdır sana
kork gölgemden!"
"inançlı bir kartalım
yeryüzünde,
köklerimi arıyorum
uçarım asi dağlarda tek başıma
o savaşta yokum ben!"
o seher vakti
kızıl bulutlar yağarken...
gökyüzünde kanatlar büyüdü tekrar
virane gökyüzü
eyvah!
ahir zaman savaşına durdular
onlar ki savaşçıdır
kılıç kuşananlardır onlar...
ihanet yok kitaplarında
ya oğul,
budur bizim hikayemiz
budur tarihimiz
duyduğun, sessizlerin sedasıdır
gece gündüz demeden
sürdü savaşı kuşların
yoruldular.
lakin salmadılar kendilerini
bırakmadılar...
ve her biri
kendi kanadıyla uçup gitti savaş meydanından